Gönül Say

GÖNÜL SAY

1990 yılında buyana figür ve karakalem çalışan Gönül Say; çeşitli atölyelerde resim eğitimi aldı.1998 yılında 2012 yılına kadar aralıksız 14 yıl ressam Asaf Zeki Yüksel ile yoğun bir şekilde resim çalışmalarına devam etti. Resim çalışmalarını ara vermeden İstanbul’daki atölyesinde sürdürmektedir.

Grup Sergileri:

1999 – Egebank Sanat Galerisi

2000 – Egebank Sanat Galerisi

2001 – Deniz Müzesi Sanat Galerisi

2002 - Dünya Aktüel Kitap Evi-Sanat Galerisi

2003 - Dünya Aktüel Kitap Evi-Sanat Galerisi

2004 – Akatlar Kültür Merkezi

2011 -  Gönül Say Atölye&Galeri

2022 – İaaf Sanat ve Antika Fuarı – Anita Galeri

Kişisel Sergiler

2004 – Say Sanat Galerisi

2005 – Toprak Sanat Galerisi

2007 – Devlet Güzel Sanatlar Galerisi

2009 – Addresistanbul

2010 – Toprak Sanat Galerisi

Geleneksel Selçuklu ve Osmanlı motiflerini eski yaşanmış kapılarımızı günümüze tekrar sunmak geleneksel ile  çağdaşı harmanlayarak genç kuşaklara resim yoluyla aktarmak istediğini belirten Sanatçı;  “Gönül Kapısı II” başlığı altındaki sergisinde, uzun yıllardır büyük sabırla ve titizlikle yaptığı tarihi kapıların ağırlıkta olduğu eserleriyle karşımıza çıkıyor.Günümüzde çoğu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan eski tarihi kapıları geleneksel sanatın formlarından yararlanarak özellikle motiflerini aslına sadık kalarakı tavaline aktarmıştır.

Açtığı birçok kişisel sergilerde,  yurt içinde olduğu kadar yurtdışındada sanatseverler tarafından eserleri alınan ve çok ilgi gören belgesel niteliğindeki çalışmalarında Gönül Say;  gelenksele bağlı kalarak resm ettiği tarihi kapıları yanı sıra;  seramik,çini ve hat sanatı üzerine aldığı eğitimle, bu teknikleri tuvalinde birleştirip, büyük bir sabır ve bir o kadar da  titizlik isteyen  değişik tekniklerle yaptığı resimlerinden örnekler her zaman sergilerinde görülebilir.

Uzun yıllar sanat çalışmalarında yağlıboya teknikleri yanında farklı malzemeleri tuval üstünde,geleneksel ve yerel motiflerle harmanlayarak,alışık olduğumuz ve aslında yabancısı olmadığımız konuları artistik ve resimsel bir dilde şiirselleştirmiştir.Konuları çoğunlukla tasavvuf,geleneksel motifler kendi yaşamından hikayeler ve doğadan alarak onları büyülü bir atmosferde sunmaktadır.

GÖNÜL SAY ESTETİĞİ

Sanat eleştirmeni Ümit Gezgin’in Sanatçı Hakkında daki yorumu…

  Sanat uzun erimli bir uğraş. Bu uğraş içinde sanatçı kendi kişisel estetiğini oluşturmanın mücadelesini veriyor. Kendine özgü tanımlar, anlamlar geliştiriyor. Özellikle ressam için bu tanım; görsel dil içinde gerçekleşiyor ve bu görsel dilin, özgün bir üslubun kozası içinde olgunlaşması  gerekiyor.

  Gönül Say estetiğinin kendine özgü bir dili var. Bu dil sanat algılaması, giderek dünyaya  bakışı ve tavrıyla da ilgili. Tarihsel olgu içinde gelişen, kendine özgü estetik bileşkeye dönüşen yapı, dahası Selçuklu, Osmanlı tarihsel birikimi, mimarlık kültürü ve o kültürün en önemli ögelerinden biri olan ve bir yaşam alanı gerçekliği üzerine kurgulanan ‘kapı’larla tanımlanan estetik, onun bakışaçısında önemli bir öge oluşturuyor. 

  Belgesel bir gerçekliğin izinde, ama sabırla örgülenmiş bir tuval bütünlüğünde değerlendirilen Gönül Say resimleri; sanatçının geçmişten bu güne sürdüregeldiği resim serüveninin önemli  bir halkasını meydana getiriyor.  Bu halka sadece ‘belge’ niteliği taşımasıyla ilgili değil elbet; kullandığı teknik, ortaya  koyduğu  tavır, boyayı algılama biçimi ve üslubun oluşmasına giden yolda aldığı yol; onun resmini oluşturan temel elemanlar olarak belirginlik kazanıyor.

  Geçmiş, bugün ve yarın; sonuçta ressam kendi sevdiği, içiyle barışık bir resim oluşturmak durumunda. Hakiki resim dediğimiz, estetik ve özgün yapıtlar böyle ortaya çıkıyor. Gönül Say’ın tavrı, düşüncesi  ve  resme yönelimindeki  samimiyet içinde bu sağlam tutarlılık ve resimle kurduğu gönül bağı onu doğru yola yönlendiriyor. Şimdi bu ‘tarihsel kapı’lar; sonrasında kuracağı ve oluşturacağı başka resim serüvenleri.. Onun inanmadığı birşeyi yapmadığını gösteren deliller olarak algılanmalı…

  Sonuç olarak son dönemde oluşturduğu resimler gerek teknik ve gerekse de belgesel özellik noktasında başarılı. Bu başarı aslında onun kendi iç sesini dinlemesiyle de ilgili. Bu konu ve çalışmalarıyla bu iç sesi yakaladığını düşünüyorum. Bunu geliştirmek, değiştirmek, farklılaştırmak artık onun elinde…

Ümit Gezgin     

Sanat Eleştirmeni

Aralık 2011